DARI


Oğlum ders çalış?

Oğlum kitap oku?

Oğlum test çöz?

Oğlum bunları duvara söylesem şimdiye yapardı ya ?

Oğlanın eli hâla ya tablettedir ya da telefonda .

Bizim günümüz böyle geçiyor .Sizinkisi de öylemi ?


Çocukluğuma gittimde bugün annem bana ne yapardı diye ?


Annem hep okumak istemiş . Ama dedem ortaokula kadar izin vermiş .Annem ne zaman dedeme okumak istediğini söylese "Oğlanlara mı bakıtceen kendini " der dururmuş sinirlenerek .


Annem okuyamadı ama bizi okuttu , elimize ekmeği verdi sağolsun . Annem ben daha küçükken yapılacak işleri oyuna benzeterek yaptırmasını iyi becerirdi . Birgün babam ovadan bir römork darı getirdi yani mısır . Römorktan dökünce evin önüne dağ gibi oldu .


Annem ellerimize birer meyve bıçağı verdi " bu mısırlar akşama kadar soyulacak tamam mı ? " dedi elleriyle dağ gibi yığılan mısır yığınını göstererek.


Biz kardeşimle okuldan sıkılıp hafta sonunu iple çekmişiz , mahallede takım kurup top oynama peşindeydik . Annem bize böyle söyleyince istemeye istemeye bir iki tane soyduk . Hiçte zevk almıyorduk ." Amaan anne ya bir hafta sonumuz var onu da bize çok gördün "desekte nafile . İlla o dağ gibi mısır soyulacak .


Annem iki tane çocuğunun dudaklarını bükerek iş yaptığını görünce aklına parlak bir fikir geldi . " Çocuklar bana bakın bu dağ gibi mısırı zevk alarak soyarsak akşama bile kalmaz hemen biter " dedi .


Kardeşimle benim gözlerimiz fal taşı gibi açıldı " Nasıl olcakmış o ? " dedik hep bir ağızdan .


Annem " şimdi beni izleyin " dedi . Önüne boş kovayı koydu bıçakla tek tek seri bir şekilde mısırları soymaya başladı . Biz kardeşimle hiç bir şey anlamadan annemi izliyorduk . Yarım bakır mısır olunca soyduğu mısırdan bir tane simsiyah mısır çıktı . Annem onu eliyle göstererek " bundan bulan 100 puan alacak . " dedi . Soymaya devam edince sapsarı mısırın içinde bir diş siyah mısır tanesi vardı . Eliyle gösterdi " Bu mısır 50 lik "dedi 

Soymaya devam edince kızıl dereli kafası gibi desenli mısır çıktı "bu da 200 lük" dedi . Mısır kovasının içi rengarenk mısırlarla doldu . Annem "Soyduğunuz renkli mısırları bir kenara koyun , toplayınca bittiğinde puanları toplayıp birinciyi ilan edelim . Akşamda ödül var tabi ." dedi .


Biz kardeşimle heyecanlandık , hemen başladık hızlı bir şekilde soymaya . Renkli mısırları bulunca haykırıyorduk maçta gol atmış gibi sevinçten .


Hızlı bir şekilde soya soya koca dağ gibi mısır yığını eriyiverdi . Nasıl bittiğini anlamadık . Annem siyah mısırlara arap ,kızılderelilere gurme , tek diş renklilere delikli mısır diyordu . Karagöz kuyusunda , harman yerlerinde çok oynananırmış bu oyun eskiden . Hem mısır soyarlarmış hem yarışırlarmış kadınlar ve çocuklar . Şimdi makinalar yapınca unutuldu tabi .


Koca dağ gibi mısır yığını bitince " Başka mısır tarlası var mı? " dedik yenilen pehlivan güreşe doymaz hesabı .

Tabi annem kazanırdı hep . Bulduğu gurmeleri bizim moralimiz bozulmasın diye eteğinin altına saklasada gözümüzden kaçmazdı tabi .


Aradan bir hafta sonra ...

Soyulan mısırlar un oldu . Annem mısır ekmeği yapardı . Bir de üstüne sede yağ sürdük mü ? Aman Yarabbi .


Tarhana çorbasına küçük küçük bölüp içine koyduğumuzda da tadına doyum olmazdı . Şu kış gününde çok mu canınız çekti ? Bulupta yiyene afiyet olsun .Hayırlı cumalar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABALAR AĞLAMASIN Ben babamın ağladığını hiç görmedim, tâ ki o kor gibi düşen hadiseye kadar