Kayıtlar

Kasım, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
ARANAN ADAM Yıl 1989 .. Kardeşim 3 , ben 8 yaşlardayım ... Yaz tatili ... Güneş tüm ihtişamıyla her yeri aydınlattığı gün .. Evimizin avlusunda dut ağacının gölgesinde annemin ve babamında evde olmayışından çamura bata çıka kardeşimle oynuyorduk . Annemle babam ovaya gitmişlerdi . Avlu kapısı bizim demirdi . Açılıp kapanınca tüm mahalle duyardı gürültüsünü . Tam kardeşimle oyuna dalmışken avlu kapısının gürültüsüyle irkildik . Ben ve kardeşim tüm yönümüzü avlu kapısına çevirmiş gelenler karşısında donakalmıştık , panikledik hatta korktuk . Benim ve kardeşimin minicik ellerinden çamur akıyordu . Gelenler iki tane tam donanımlı polisti . Bellerinde tabancalar , joplar , kelepçeler vardı . İlk defa yakın markajda polis görmenin heyecanıyla ne yapacağımızı şaşırdık . Acaba biri bizi mi şikayet etmişti ? Kimsenin tavuğuna kışş bile dememiştik . Fakat geçenlerde komşunun bahçesinden erik almıştık . Komşu bizi her gördüğünde " Sizi polislere veririm bak " diye bağ
MEKTUP Sahi nedir mektup ,tanımını yapabilen var mı? Hadi yaptın diyelim yazabilen var mı? En son ne zaman mektup yazdın ? En son ne zaman mektup aldın ? Sorular sorular itmek bilmeyen sorular ? Bizim mektup sevdamızı teknoloji çaldı . Satır arasına dökülen gönülden dökülen nameleri teknoloji çaldı . Sms paketleri , whatsap mesajları , sosyal medya hepsi işte . Sahi siz okuyor musunuz telefonun hafızasında yer kaplayan silip silip tüketemediğiniz resimli mesajları .Okunmaz tabi çünkü gelrn mesaj yüreğiyle nakış nakış işlenmemiştir kâğıda . Hani filmlerde olur ya mektup okuyan adam sahnesinde mektup okunurken yazan şahsın ses tonuyla seslendirilir yazılanlar . Aldığımız mektubu okurken kelimelerin ses tonu yazan kişiyi ele verir . Telefonda konuşurken dönmrz olur dilin . Yazarken uzun uzun düşününce yüreğinin derinliklerindekini bile yazarsın . Belki bir dosta , belki bir sevgiliye . Bir askerin yaşadıkları o müthiş duyguyu an be an yansıtırsın satır arasına . Söz uçar
ÖLÜRSEM KABRİME GELME Hastane koridorları her zaman ki gibi kum gibi hastayla dolu ... Radyoloji koridorunda hastalar film çektirmek için beklemekteydi . Orta yaşlarda birtane teyze gözlerini hasta çağırma monitorüne kilitlemiş bakıyordu . İsmim gözükse de hemen şu röntgen filmini çektiriversem diye . Teyzemin yanına tanıdığı biri geldi . Teyzem tanımasından sebep gülümsemeye başladı . Teyzenin yanına yaklaşan kadın ; -Beni görünce gülesin geliyor değil mi ? -Ne yapayım . Gülmeyem mi ? Gülmesemde küstü dersin - Hayırdır ne geziyon bullada . -Hastayım , heralde bu gidişle ölceen -Ağzını hayra aç gıı. Ne demek o öyle -Ölüüsem kabrime gelme emi . Çünkü sene ayakta karşılamak isterin . -Aa neden öyle söyledin gıı -Neden olcek hiç gelmeyon arayıp sormeyon -işten güçten bir yere mi çıkabiliyoz gıı . Abem nediyo eyimi . - eyi netçek evde çoluk çocuk aç . Bebelere balon satıp duru dışallada -Daha iş bulamadı mı ? -İş bulup netçek bulduğu işin gıymatını mı bil