Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
KENDİ DÜNYASINDA KAYBOLAN ADAMLAR Bir gün arkadaşlarla oturuyorduk . Muhabbet şahane ... çaylar taze ... Ben Gölhisar 'lıyım deyince arkadaşın biri hemen atıldı . " Biz Gölhisar ' a balık tutmaya çok gittik . Yapraklı ve Bayındır barajı'nda çok anımız vardır " dedi . Hafızasından bir tane anısını anlatmaya başladı . - Sonbahar ayları ... Kuşluk vakti ... Gökte hava bulutlarını süzmüş berrak mı berrak , güneş tüm cömertliğiyle her yeri aydınlatıyor , kuşlar kanat vurup özgürlüğe uçuyorlardı . Çavdır 'ın Bayındır barajı'nın kıyısına arabamızı usul usul kurumuş yaprakların çıtır çıtır sesini dinleyerek yanaştırdık . Suya hasret çatlamış toprağın üzerine arabanın bagajından aldığımız eşyaları bıraktık . Göl eşsiz manzarasıyla masmavi yorgan gibi serili tam karşımızda duruyordu . Oltalarımızı tek tek hazırladıktan sonra hiç kımıldamayan göle salladık. Gölün kıyısında her nedense sadece biz vardık . Daha öncede geldiğimizde balık tutanlar olurdu hat
AŞIRI HEYECAN SALİM DÜŞÜNCENİN KATİLİDİR İşten yeni gelince akşam ezanları okunuyordu . Hanım dolabı açarak " evde yiyecek hiçbirşey yok "dedi büyük bir kahırla . "Ne güzel işte peygamber evine dönmüş " desemde aldırış etmedi . Biliyordu çünkü Mevlana sözünü . Denizlideki üçler cumartesi pazarına yetişebilmenin telaşı sardı birden beni . Akşam saatleri pazardaki tezgahlar ağır ağır kaldırılmak üzere olduğu için genelde pazara fakir fukara garip guraba gelir . Artık pazarcılar elinde kalan malları ya zararına satar ya da garip gurabaya verir . Bende acele acele pazara yetişebilmenin telaşı vardı üzerimde . Cebimde de pazara yetmeyecek kadar para vardı .Atm den önce bir miktar para çektim ve pazarın yoluna koyuldum . Pazar karşıdan görülünce çadırlar tek tek indiriliyordu . Bir kaç açık kalan tezgahtan meyva alabilmek için koşuşturmaya başladım . Bir elimde cüzdan bir elimde pazar çantası ağır ağır kalkan tezgahların arasından hızlı adımlarla geçiyordum
BAZI YARALAR KAPANMAZ 2. BÖLÜM Omuzlarım çökmüş vaziyette bankta oturup içimde kopan fırtınaları dindirmeye çalışırken ikindi ezanlarıyla dirildim . Sanki gel diyordu ezan , gel de kurtar kendini bu vaziyetten . İçindeki dünya sevgisini atta gel ... En yakın camiyi bulup şadırvanında abdest almaya başladım . İçimdeki karanlık korku yüzünden ateşim yükselmiş abdest almaya başlayınca birazda olsa serinlemiştim . Sünneti bitiren cemaat farza hazırlanıyordu . İlahi Yarabbi diyerek tekbir getirdim imama uyarak . O günkü kıldığım namazdaki yakaladığım huşuyu birdaha hiç yakalayamadım . Neden hep böyle oluyorum ? Namazımı huşu içinde kılabilmem için başımdan felaket mi geçmesi gerekiyor diye düşünür dururum . Namazı bitirip ellerim baş hizasına kadar kaldırdım semaya . Yalvardım Rabbime " Çaresizlerin çaresi , dertlilerin dermanı Allah 'ım ne olur beni kimseye muhtaç etme . Zar zor bulduğum işi kaybetmeme izin verme " diye . Namaz bitiminde sessize aldığım telefonda
BAZI YARALAR KAPANMAZ 1.bölüm Türkiyenin en güzide sahil kentlerinden Alanya da ilk işe başlamanın sevinciyle ağzım kulaklarıma varıyordu . Hayatta ekonomik özgürlüğü yaşamaya ilk adım atmanın heyecanı vardı üzerimde . " Sağlığınızdan haber alın " sloganıyla yola çıkmış Mehmet Haberal 'ın hastanesinin bir şubesiydi Alanya daki ilk işe başladığım hastane . Ya ni Alanya Başkent Hastanesi . Ecevit 'in son demlerini geçirdiği Ankarada ki Başkent Hastanesinin bir şubesi Alanyadaki . İlk işe başlamanın heyecanı ve özel hastane olunca hastalara karşı gülümseme , hoşgörü ,empati ön plandaydı her halimde . Devlete kadrolu atanamadıysan ve özel hastanede devamlı çalışabilmen için çalıştığın performans ve hastalarla olan iletişimin yumuşaklığı çok yüksek olması gerekiyordu . Ben bu kriterlere dikkat ederek birazda aile , okul ve öğretmenlerimden öğrendiğim güzel ahlak sayesinde çalışmaya başladım . Hasta ninelerin ve dedelerin ağzından bal gibi akan hayır dualar
SUYA GÖMÜLEN HAYALLER Afyonkarahisar 'ın Dinar ilçesinden Serinhisar 'a tayinim çıktı . İlk tanışmalar ... İlk arkadaşlıklar ... Acı tatlı anılarımız olan ilk dostluklar ... Benim tayinim çıkıp göreve başlayınca aynı gün ilk ataması olan Ambulans Şöförü Halil' de başladı yeni heyecanına . Çalışkanlık , istek , azim , şefkat , cesaret , başarı , sevgi nerde iyi haslet varsa toplanmıştı Halil ' de . Nöbetlerimiz sık sık denk geldiğinde muhabbet bazen derin olunca şafaktan doğan güneşti dostluğumuza ortak olan . Mesleğinde de çok pratikti . Serinhisardan Denizliye olan 35 km lik mesafeyi 15 dakikada alan bir ambulans şöförü vardı karşımda . Denizli Cankurtaran mevkisini bilenler bilir , o kıvrım kıvrım yollarda yılan gibi süzülürdü hiç direksiyon hakimiyetini kaybetmeden . Bir kardeşi vardı . Çok severdi kardeşini . Bütün eğitim masraflarını ilk atandığı günden itibaren kendisi üstlendi babasının itirazlarına rağmen . Gıda mühendisliğinden kendisi mezun olunc