Oku!!!

"Yaratan Rabbinin adıyla oku."(Alak.1) demezmi hak kitabında ilk ayet.Bu ayetin sırrına eren 5000 kitabi aşkın okuyarak gemileri karadan yürüten Sultan Fatih değilmiydi.Geçilmez denilen sina çölünü kütüphanesini merkebine yükleyen Yavuz Sultan değilmiydi.4500 kitap okuyarak vatanımızı kaybetmek üzereyken istiklal mücadelesini başlatan Atatürk değilmiydi.Bu ilk ayetin sırrına erenler haakikati keşfetmişler demek ki.Gelelim hikayemize.

       Hikayenin başlıği "oku" ha yoksa ne haddime .Her yazinin bir başlığı olur her halde.Yaz tatilinde Hacii Musa Camiisinin avlusunda " oku!!! "Derdi babam .Babam oradan emekli imam-hatipti.Başlardık biz Subhanekeden Fil suresine kadar ezberlemeye .Azmedenler Vedduhaya kadar gelirlerdi.Hedefi büyük olanlarıda hafızlık kursuna gönderirdi babam.Ama biri vardı ki adı Mehmet ti .Kalbi saf ve temizdi.Bugünlerde pazaryerinde görürüm onu .Kendi içindeki parıltısını Pazaryerinin lavabolarına ,fayanslarına yansıtıp tertemiz yapıyordu.Geriye dönelim yaz kursuna."Oku!!! Bakalım Mehmet" dedi babam."Ben bilmem hocam okuma" dedi Mehmet."Subhanekeden başla " dedi babam.Okuyamıyor dili dönmüyordu bir türlü."o zaman bildiğin bir şey oku "dedi babam.Başladı bizim Mehmet türkü söylemeye....

   "Ateş attım samanaaa
Bak dumana dumanaaaa
Senin cavır ananı ben getirdim imanaa
Gımıldak gımıldak emineeem"

        öylede ahenkli ritmi tutturuyorki biz gürültü yapan öğrenciler,avludaki ağustos böcekleri, ötüşüp duran kuşlar bile pürdikkat kesildi onu dinledik.Artık elimizle türküye alkışla eşlik ediyorduk.Bizim yaz kursu döndü düğün salonuna.Aradan günler geçti o zaman için Rahmetli Gölhisar Müftüsü Ramazan Selen vardı hiç unutmam.Siması bile gözümün önündedir adeta.Şimdi Gölhisar müftüsü kimdir diye sorsalar bilmem derim.Çünkü onu yeri ayrıydı gönlümde.Gölhisardan Bucağa belediye başkanlığı için giderkende çok üzülmüştüm başkanlığını yaşayamadan trafik kazasında İlahi Rahmana kavuşmasınada çok üzülmüştüm.Rahmetli müftū teftişe geldi birgün.Başladi bize sorular sormaya ."Kimler Subhaneke biliyor" dedi .Herkez parmak kaldırdı .Bizim mehmetten bırak parmak kaldırmayı elini bile arkasına saklayarak mahcubiyetinden kafasınıda öne eğdi.Saf ve temiz kabliliğinden olsa gerek öğrenemedi bir türlü.Bizim Rahmetli müftü bütün sevgi ve şefkatini göstererek "yavrum senin ismin ne "dedi."Mehmet" dedi .Babam Mehmet hakkında" çok yanık sesi "vardır dedi.Başladı bizim mehmet okumaya "Ateş attım samana......"Rahmetli müftü ak düşmüş sakalını sıvazladı daldı başka diyarlara."Maaşallah ! Maaşallah ! Kadife ses vermis yaradan "dedi .Tatlı bir tebessüm gösterdi bize edep örnekliği sergileyerek.Benim de başımı okşayarak sen de deden gibi hafız ol derdi hep.Nail olamadïk tabi gafletten olsa gerek .Rabbim Rahmetiyle muamele eylesin.Çok tatlı yaz kursları anılarımiz geçti o avluda.Ezan taşına çıkar ezan ve sela okurduk Şah damarımızi yerinden çıkarıp ciğerimizdeki havayı bitirinceye kadar susmazdık hiç.Beyaz dudun tadına doyamayip ishal olur kara dutla ala boyanırdık.Şimdilerde kesmişler hep çevre temizlensin diye.Rahmetli Gök Osman dayinin yaptirdiği şadırvan da tavaf yapar birbirimiz su savaşı yapardik. Sevgiyle ,Sağlïcakla kalin hoşçakalın

Fotograf; 18.asirda yapilmïs Haci Musa Camii dir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABALAR AĞLAMASIN Ben babamın ağladığını hiç görmedim, tâ ki o kor gibi düşen hadiseye kadar