ÖMÜR DEDİĞİN

2.Bõlüm

    Ben fıstıklı irmik helvası gibi yazı yazarım ha bir lokma alın.Beğenmesseniz yemeyin.Yani ilk paragrafıni okuyun beyenmesseniz okumayın.Kiymetli zamanınızı boşa harcayıp kul hakkına girmek istemem.Zira kul hakkıyla gelmeyin yanıma demiş Rabbim.

      Dam başında aslan agzi ve mor menekşeler rüzgarda ahenkle dans ediyorlardı.Rabbim izin vermese bir yaprak dahi kıpırdamaz ,çünkü tabiat olaylarıyla görevlendirelen Mikail melekti..Rüzgar hem yüzümü okşuyor hemde çiçeklerin kokusunu efil efil burnumda hissettiriyordu.

        Horzumdan eminefendilerin Mustafa çiftçi dedemin mekanındayız.Mustafa dedem cennet bahçesine çevirmiş dam başında bakırdan leğeni ve ırbığıyla abdest almaktaydı.Lavaboda abdest aldığını hic görmedim musluğu yoktu o zaman için.Sobanın üstündeki ırbığı kullanırdı.Güneş enerjisi yada elektrikli şohben nasıl olsun evde musluk yoktu ki o zaman.Kışın güneşin sıcağında faydalanmaktı yada yazın kurulanmaktı heralde dam başında abdest alış maksadı.Öğle ezanını her zamanki davudi sesiyle okumaktaydı babam.Dede " yardım edeyim ırbığı tutayım en azından"dedim."Et bakalım " dedi tüm çekingen ifadesiyle.Namaz için acele etmiyorduk .Çünkü evleri Hacı Musa Camisiyle karşı karşıyaydi.

        Hem uzak olsa ne yazar.Hacı Musa Camisinin cematleri belliydi .Kadro tamamlandımı oyle durulurdu Allahın huzurunda. Hafız dedem harici hepside rahmetli şuanda .Allah mekanlarını cennet eylesin.Ezandan sonra en az yarım saat cemat beklenirdi.
Gelmeyen oldumu bir sonraki vakit hesabı sorulurdu cemaat tarafından.Ya hastası vardır ya hastalanmıştır.Ya ovada işi vardır Ya da çarşıda işi vardır.Yani mazereti olmayan 7 yada 8 cemaat gelmemezlik etmezdi.Hani cenazede imam sorar ya nasıl bilirdiniz diye .Adamı camide görmedik ki nasıl bilelim.Hacı Musa camisinin cemaati birbirini çok iyi tanırdi .Allah ahirettede birbirlerine kavuştursun.

         Mustafa dedem abdestini aldıktan sonra boynuna doladığı havlusuyla kurulandı.Ak düşen sakallarını sildi.Sahi ya o gün sakalları sapsarıydï.Çocukça eğlenerek Dede " Bu senenin yeni modası mı sarï sakal " dedim ."yok mehmet elma bahçesinde elmaları ilaçladım ondan oldu "dedi.Sonra "Haydi bakalim mehmet baban ezanı okudu fazla bekletmeyelim kızdırmayalım" dedi."Babam sinirlenmezki yarım saatten aşağida namaza durmazlar"dedim.

        "Dede senin baban sana kızarmıydı "dedim."Ben babamı hiç görmedim "dedi.
"Noldu babana "dedim."Bir rivayete göre koreden gelmemiş bir rivayete kütahya dumlupınar şehitliğindeymiş "dedi.Şehit olmuş derken yüzünde hüzünle karışık sevinç ifadesi vardı.

       Dedem şehit olmuş derken gözlerindeki nemden babasızlığın belirltilerini hissettim o an. Sonra düşündüm kendi kendime. Babasızlık nasıl bişeydir diye.Bayramda bayramlık pantolon gömlek alırken babam ya yanımda olmasaydı.Üniversite okurken bana harçlık gönderen babam olmasaydı.Düğünümde ya da askere giderken ellerini öptüğüm babam ya yanımda olmasaydı.Çocukken elimden tutup parka götüren, böğürdelikte pikniğe götüren babam ya yanımda olmasaydı.Okulda veli toplasına gelen babam ya olmasaydı.Hayatta ilk örnek alabilceğim adam yani babam ya yanımda olmasaydı.Rabbime şükürler olsun ki vardı.Allah sağlıkli uzun ömürler versin babam.

         Sonra şehit olan dedemin babası geldi aklıma.Torunları için canı pahasına vatanı düşmana teslim etmeyen büyük dedem.Ortaokul birinci sınftayken tarih dersinden zayıf gelmişti karneme .Öyle sinirlendim ki tarih kitabını fırlattım karşı duvara.Sonra düşündüm kendi kendime.Meğer şehit olan dedem o tarih kitabının içindeymiş.Girdiği savaşları,savaşların nedenlerini,tarihlerini ,komutanlarını ,nasıl şehit olduklarını anlatıyormuşta bihaber kalmışım.Bilgisayar ,telefon,atari oynamaktan bihaber kalmışım.Meraklanmamışım hiç ömrüm boyunca.

       Dedemle öğle namazını kıldıktan sonra taksi niyetine kullandığı traktörünü gölgesi kaybolan asma ağacının altından alır karşıda gölgesi varolan dut ağacınım altına koyardı.İsmi düldül idi.Öyle itinayla bakardıki traktörüne evladı gibi.Yillik aylik bakımlarını bile kendi yapardı.Bir annenin evladının ağzına lokma koyduğu gibi yağını suyunu eksik etmezdi hiç.Motorunu kir pastan özel ilaçlarla temizlerdi ki fabrikadan yeni çıkmış gibi olurdu.

      Bizde dedemin motoruna baktığı gibi hayatımızızı kinden günahtan arındırsak yeniden doğmuş gibi olmazmıyız?

       Kendini, bizi unutuncaya kadar kullandi traktörünü.Ta ki ufak tefek kazalar yapıp evlatları elinden alıncaya kadar kullandı traktörünü.

Allah rahmet eylesin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABALAR AĞLAMASIN Ben babamın ağladığını hiç görmedim, tâ ki o kor gibi düşen hadiseye kadar