Taze Balık
 
  Yine yazın kavurucu sıcaklarında olduğu bir gündü.Sabahın erken saatlerinde serinlikte olsun diye  Cumartesi sabahı  istatistiklere göre hane başına  3 araç düşen Gölhisar'da  arabaya  park yeri  sıkıntısı çekmemek amacıyla  kahvaltımı erken yapıp pazar yerine gittim. Öyle ki  Gölhisar'da adam  memur ; az biraz da dönümlü tarlası varsa  evde traktör olur, rençberlik yaptiğı siralarda en az 74 model renosu veya torosu olur birde şehre giderken lüks arabasi olur.Ha birde çarşıya ,camiye, kahveye gitmelik motorbisikleti olur bisikleti ,el arabasi ni saymayiverelim artik.Pazarimizada çevre köy ve kasabalarındanda çok rağbet olunca normal.
 Yaz tatilide olunca şehirden memlekete gelenler, avrupalilar düğün sezonu derken pazar hınca hınç kalabalık.Pazarın içinde ilerlemek güç .Gürültüde insan birbirine ne dediğini anlamıyor.Kaza ,Kudret ,zulüm alacağımi aldım biraz uzaklasınca kafamın içinde domates ,biber, patlıcanlar,don sesleri yankılanır oldu.Son eksiklerimi kontrol ederken telefon çaldı.Tabi evden arıyolar bi fırça yemediğimiz kaldıydi oda oldu  "nerdesin sen 2 saattir seni arıyorum akşama balık yiyelim Balık al gel ,"dedi hanım . pazarın gürültüsünden  telefon sesini duymak ne mümkün anlatamassın tabi derdini.Çünkü daha õnce yapılmıstir tartışmalar eve varınca eksiklik bulunca niye aramadin beni gibi.Kapattığımda telefonu 10 cevapsız çağrı var. Arayınca cevap veriyom sanki.Derken alınan ufak bir ders.Hep küçük tartışmalar değilmi bardağı dolduranlar.Birazda kendimizi değiştirmek lazım.Anlayış göstermek lazım.Derken koydum eşyaları arabanın bagajına yöneldim balık reyonuna .Balık tarafında yaz tabi sezon kapalı sadece alabalıkçı var.Alabalıklar canlı mı canlı suyun içinde dönüyorlar mevlana gibi.
 Geldim tezgahın başına üçe bölmüş balıkları. satarken küçüğü 3 ,ortancası 4 ,büyüğü 5 lira tanesi .Karar verirken ben hangini alsam diye karşıdan bir eli bastonda diğer elini arkasına koymuş sen de 75 ben diyeyim 80 yaşında kendinden emin özgüven ve  tecrübe birikmis haliyle kaldırdi bastonu sol eliyle."tazemi bu balıklar"dedi.Satıci görmüyormusun teyzem suyun içinde dönüp dururlar.Teyzem fal taşı gibi açtı gözlerini açtı ağzını "görüp durun hem de iki gözlemde görüp duru onu sormeyon ben tazemi bunla deyon" dedi.satıcı ne yapacağıni bilemez halde çıkardı havuzdan bir tane verdi teyzenin eline "bak kıpraşıp duru elinde canlı bunla " dedi balıkçı.Teyzem bıraktı elinden leğenin içine balığı ve konuşmaya başladı "sen benim yaşım kaç bilibamın "dedi .Balıkçida "80 varsındır heralde dedi "sonra teyzemde indirdiği bastonu tekrar kaldırdi " sus!!! terbiyesiz 80 vaasam tazemin ben bak bakaaam bene" dedi.Ben gülmemek için karnıma kıramp girdi amma zor tuttum kendimi.Balıkçida kafasına şimşek çakmışa benziyordu "anladım teyzem sana yaşı küçük balıklardan vereyim "dedi.Ve istediği balıklardan verdi öptü teyzenin elini ."E hadi selametle "dedi teyzem dõndü arkasını ve uzaklaşti .Hükümet gibi kadındı vesselam.sonra balıkçida boşaldi tabi  tuttu bizi bir kahkaha tufanı.Bende karar verdim tabi "bana taze balık ver balıkçı" dedim.Ertesi hafta oradan geçerken  bizim canlı alabalıkçi taze balık diye bağırıyordu.

Mubarek Cumanizi ve kandilinizi en içten dileklerimle kutlarım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABALAR AĞLAMASIN Ben babamın ağladığını hiç görmedim, tâ ki o kor gibi düşen hadiseye kadar