PİDECİDEN İNŞAATÇİ OLURSA 


Akşam ezanları yeni okunmuş , hava kararmış , bir elimde hanımın " kıymalı pide yaptır " diye verdiği içinde pide harcı olan kab , diğer elimde 7 yaşındaki oğlumun eli sallana sallana mahallede yeni açılan pide salonuna gidiyoruz .


Mahallede eve yakın olan daha önce yaptırdığımız pide salonu vardı ama orası kalabalıktır diye bu sefer tercih etmedim . Gittiğim pideci yeni açıldığından fazla müşterisi yoktur diye düşünerek verdiğim pide harcını biraz bekledikten sonra pideleri alıp bir an önce eve gitmekti .


Dükkana vardığımıda gördüklerim karşısında şaşkınlığa düşeceğimi nerden bilebilirdim ?


Yeni açılan pide salonunun tam karşısında durduğumuzda müşterilerin biri giriyor biri çıkıyordu . İçerisinde kabını bırakan müşteri ya bekliyor ya da daha sonra almak üzere dükkandan çıkıyordu . Eve yakın plan pideciye gitmememin pişmanlığı sardı bizi .


Dükkandan içeri girer girmez kasadaki adam "Hoşgeldiniz . Buyrun efendim " dedi kibar bir dille . Sen beni altı ay sonra da böyle karşıla da göreyim dedim kendi kendime . Bu işte yeni evlenmiş çiftlerin altı ay içindeki cicim aylarına benziyordu .


Pidelerin piştiği fırınla karşı karşıya olan kasaya yaklaştık . Elimdeki kabı verirken 

pideleri pişiren kafası un tozu olan usta , benim oğlana " Kafana dikkat et yavrum " dedi .


Benim yanımdaki oğlana baktığımda , ustanın pideleri fırına sürdüğü kürek sapıyla benim oğlanın küçük kafası aynı hizada , yani usta pideleri fırına koyarken küreğin sapı , ileri geri yaptığında benim oğlanın kafasına deyecek . 


Oğlumu kenara çektim . Pide kabını da verdikten sonra beklemeye koyuldum ve izliyorum .


Fırının önünde ince dar bir koridor , fırının tam karşısına da kasayı ve pidelerin paketlendiği tezgah yapılmış . Ödeme yapmak için gelen her müşteriye usta , " küreğin sapına dikkat edin " demek zorunda kalıyor gür bir ses tonuyla .


Ben izlediğim manzara karşısında kendimi tutamıyorum ve ustaya soruyorum "pide salonunuzun planını kim çizdiğini doğrusu merak ettim "dedim tebessüm ederek .


Ustanın yüzü buruştu , pidelerini fırına koyduktan sonra yüzündeki teri yanındaki bezle sildi ve bana dönerek " Yahu sorma ! Nerden bulduk anlamıyorum bu mimarı . Böyle işcilik mi olur , böyle plan mı çizilir ? .

Sen yaptığın bu işi beyeniyormusun öyle değil mi ? " diye veryansın etmeye başladı mimara .


Kasadaki memur kendini tutamayarak hark hark gülmeye başladı . Gülmesi bittikten sonra bana dönerek " Bu fırını yapanın kendisi olduğunu da söylese ya " dedi .


Ben de şaşkınlığımı gizleyerek 

" maaşallah usta inşaatçilik de var ha " dedim .


Usta bunu duyduktan sonra biraz söyleyeceklerini düşündü ve bana dönerek ;


- İnsan maymun iştahlı olmaya görsün . İnsan bence yaptığı en iyi işi yapmalı . Yeteneği neyse oraya yönelmeli . Ben pide ustası olarak başladım hayata . Pidelerim lezzetliydi ki müşterim de çoktu . Ama hırslandım daha çok kazanmak istedim . İnşaatçi bir arkadaş vardı . İnşaatçilikte çok para var dedi . Beni kandırdı . Dükkanı kapattım onun yanında inşaatçiliğe başladım . Kısa bir sürede inşaatçiliği öğrendikten sonra senelerce çalıştım . Kazanamadığımı bırakta pidecilikte yaptığım birikim de sıfırlandı . Bu böyle zarar ede ede olmayacak dedim . Borç bulup buluşturup işcilik masrafı vermeden malzeme alıp kendi deneyimlerimle bu fırını yaptım . İşlerim iyi çok şükür . İşte liyakat önemli . İnşaatçilik yaparken "böyle işcilik mi olur , sen yaptığın işi beyeniyor musun ? " diyen müşterilerim pidemi yedikten sonra "pideler ustasını bulmuş "diyerek mutlu ve midesi bayram ederek ayrılıyor .


Aşşağı yukarı bir buçuk saat sıra beklediğim pidelerim pişince paketlendikten sonra kürek sapına dikkat ederek ücretimi ödedim ." Kolay gelsin " diyere çıktık dükkandan . 


Eve vardığım da pideleri yiyen ev ahalisi sakın " bu pideciyi değiştirme " dedi .

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABALAR AĞLAMASIN Ben babamın ağladığını hiç görmedim, tâ ki o kor gibi düşen hadiseye kadar