SAZAN

Benim bir arkadaşım vardı. Bu arkadaş çok meraklı. Herkesin attığı yeme hemen damlıyor. Herkesin işine maydonoz oluyor. Bazen enayi yerine koyuluyor.
Lakabına sazan koymuşlar. Çocukluğu da böyle geçmiş anlaşılan annesi ,babası, abisi, dedesi bir güzel tembihlemiş. Kimseye karışma. Herkesin ne dediğine bakma. Duymazlıktan gel. Herkesin ne yaptığını görmezlikten gel.
Bizim arakadaş büyüdükçe artık arkadaşlarının alaylı tavırlarına dayanamaz olmuş. Kimi görse, kimin yanına gitse sazan muamelesi görüyormuş. Artık sazan kelimesini duymaktan gına gelmiş. Hepsine küsmüş kapanmış eve.
Bir kaç gündür gözükmediği için bir gün ziyaretine gittim yanına merak içinde. Halimden, davranışlarımdan, sözlerimden olsa gerek alaycı tavrım olmadığından beni çok severdi.
Kapısını çaldım. Beni gayet hoş bir şekilde saygıyla karşıladı. Kırk yıldır görüşmüyormuş gibi bir hasretle kucakladı beni. Gitti ocağa çay koydu.
Bu arada halime, davranışlarıma dikkat ediyor, her söylediğim sözü teraziden geçirerek kullanıyordum. Çünkü en ufak bir kusurumda yaptığım hareketi alaycı bir tavır olarak algılayabilirdi.
Onun da beni dikkatli bir şekilde takip ettiğinin farkındaydım.
Çay demlendi. Önüme nazik bir şekilde çayla börekle ikram etti. Başladık muhabbete.
-Eee ne var ne yok arkıdeş köyde dedi, ciddi bi ses tonuyla.
-İyi be. Dün gök gürültülü sağanak yağış vardı. Ortalık sel ...
Daha konuşmama devam ederken sözümü kesti, sinirlendi önüme koyduğu çayı aldı gitti.
-Arkıdeş ben biraz rahatsızımda beni yalnız bırakırmısın diyerek evden nazik bir dille kovmaya kalkıştı.
-Hayırdır. Ne oldu. Yanlış bir şey mi söyledim.
-Daha ne olacak hiç beklemediğim sen bana alay ettin.
-Ne dedim.
-Yağmur yağınca ne olur.
- Sel olur, göl olur.
-Gölde ne olur.
-Balık olur, sazan olur.
- Bundan gerisi alayın daniskası olur. Şimdi git bu evden.
-Eee pes vallahi yani. Sazan dedikleri kadar varmıssın. Hadi eyvallah kardeşim sen yağan yağmurdan bile nem kapmıssın, dedim.
Çıktım dışarı. Arkamdan duyduğum ses, bana yumuşak bir şekilde açılan kapının sert bir şekilde kapanma sesiydi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BABALAR AĞLAMASIN Ben babamın ağladığını hiç görmedim, tâ ki o kor gibi düşen hadiseye kadar